Mısır şanlı 3000 yıllık tarihi ile övünmesine rağmen, şu anki durumunu M.Ö. 332 yılındaki Büyük İskender’in işgaline borçlu. Hem İskender hem de ölümünden sonra Mısır’ın miras kaldığı generali Batlamyus, ülkeyi yönetmek için gereken yerel desteği hızla kazanabilmek için geleneksel Mısır temsili unvanlarını ve yöntemlerini kullanmışlardır. Batlamyus ayrıca Helenistik dünyadaki sanatçılara ve yazarlara destek sağlayıp onları başkent İskenderiye’ye yerleştirerek Mısırı modern entelektüel ve kültürel anakente dönüştürmeye başlamıştır./n/nFakat, Batlamyus’un sonraki kuşaklarının çatışması yabancı saldırganlıklar ve halkın isyanlarıyla birleşince, Mısır’ın uluslararası etkisi yavaşça düşmeye başlamıştı. Roma gitgide Mısır’ın tahıllarına bağımlı hale geliyordu ve anlaşmazlık içindeki ailenin farklı bireylerini destekleyerek etki alanını yavaşça genişletiyordu. Mevcut hükümdar Kleopatra, mevkiini korumak için bu dış gücü usta bir şekilde kullandı ve durumlar değiştikçe desteğini Pompey’den Sezar’a, ondan Markus Antonyus’a vererek art arda iki liderlik değişimi sürecinde Roma’nın desteğinde kalmayı başardı./n/nBüyük tahıl üretimi ve İskenderiye ve Kızıl Deniz’deki başlıca ticaret limanları sayesinde Mısır, Akdeniz bölgesinin en karlı bölgelerinden biridir. Eğer bu avantajlar düzgün kullanılırsa, Mısır eski büyüklüğünü bile aşacak seviyelere ulaşabilir.