Siraküza

Savaş yabancı olmayan Siraküza, uzun ve kanlı tarihi boyunca hürriyetini amansız biçimde savunmuştur. Birtakım zalim liderler bu tarihe hükmederek bir dizi kalleşçe ve yorucu savaş boyunca yoldaş Yunanlara, Kartacalılara ve iç tehditlere karşı Siraküza egemenliğini savunmuştur. Bu sıkıntılara rağmen antik dünyada kültürün ve bilimin merkezi olarak ünlenmiştir. Aynı zamanda Siraküza, Akdeniz'deki merkezi mevkisinden elde ettiği kâr dolayısıyla zengin de bir devlettir.

Bilindik tiran Agatokles'in ölümünü takiben kısa süreli bir demokrasinin ardından Epirli Pirus'un kontrolündeki bir başka kişi olan II. Hiero artık Siraküza'nın kontrolünü eline aldı ve bütün adayla ilgili de amaçları var. Bu durum da kaçınılmaz şekilde şehrin, şu an gücünün zirvesinde olan ve eşsiz ticari sömürgecilik markasını kabul ettiren Kartaca ile uzun süredir devam eden ihtilafını alevlendirmiş olacak. Yine de Siraküza hem zengin hem de güçlü, her daim istilacıları geri püskürttü ve bunu yeniden yapabilir.

MÖ 272 yılında Siraküza uçurumun kenarında duruyor; hızla genişleyen bir imparatorluğa mı yem olacak yoksa kendi kaderini mi yazacak?