Saldırı Heksereleri, Kılıççılar

Tanım

Asırların geçmesiyle, donanma taktikleri ve ihtiyaçları Akdeniz boyunca değişti. Kısmen ulusal ya da hanedansal güç gösterisi olarak, daha geniş gemilere doğru olan bir hareketlenme vardı: Özellikle Mısır'ın Batlamyuslu yöneticileri, nüfuslarını ve variyetlerini somut bir yolla göstermek için geniş gemilere düşkünlerdi. Çok kürekli anlamına gelen bir terim olan bu "polyremes"ler, savaşta tokmaklama işi için uygun değillerdi. Pratikte, çoğunun daha küçük gemilerden fazla kürekleri yoktu; onların sahip oldukları şey, küçük gemilere oranla, her kürek başına daha fazla kürekçiydi. Bir Roma hexaremesi ya da Yunan hexeresi, her kürek başına üç adamdan oluşan bir çift oturma dizisine sahipti ve daha küçük bir geminin çok daha büyük boy bir uyarlaması gibi görünürlerdi. Böyle olduğu halde, muazzam şekilde ağır ve sağlamca inşa edilmiş olmaları yüzünden, yavaş hareket ederlerdi ve düşman hatalarını üstünlüğe çevirmek için gerekli hızlı dönüşleri yapmaya zar zor muktedirlerdi. Geniş gemiler bunun yerine, geniş güvertelerini ve çok bol olan taşıma kapasitelerini kullanırlar ve piyadeler ve ağır silahlar için bir savaş zeminine dönüşürlerdi. Bindirme ya da uzun menzilden atış yağmuruna tutma, düşmanı yenmek için kullanılan yöntemlerdi; gemiler çok büyük oranda büyümüş olsalar da, savaş yöntemleri mevzu bahis olduğunda, donanma harbi başlangıç noktasına geri dönmüştü.

Bazı tarih uzmanları Etiyopya’yı Afrika’da Sahra’nın altındaki bütün bölgeleri adlandırmak için kullansalar da, daha çok Mısır’ın güneyindeki, sonradan Kuş krallığı halini alan yöreleri ifade etmek için kullanılırdı. Bu bölgeden yetenekli kılıçcılar olan bu savaşçılar Mısır ve Nübye hanedanlarının emri altındaki güneyli seçkin birliklerle başlayan uzun geleneği devam ettirdiler. Savaşa sadece basit, sıcaklığa karşı kullanışlı birer çözüm oluşturan kumaş zırhlar giyerek gitmelerine karşın, Yunanların thureuslarına benzeyen kalkanlar bulundururlardı. Bunların merkezinde bir tutamaç vardı ve Sahra’nın alt tarafındaki kabilelerin postla kaplı hasır veya tahta kalkanlarına göre çok daha iyi koruma sağlarlardı. Sonradan Aksum savaşçıları tarafından kullanılan şotel halini alacak olan doğu tarzı, kopeş benzeri bir kılıç kullanırlardı. Bu önü eğimli, orak benzeri kılıç, düşmanın kalkanına takarak onu çekip atmak veya düşmanın hayati organlarını delmek için kullanılırdı.