Saldırı Diereleri, Toplama Mızrakçılar
Yetiştirme Maliyeti | 310 | |
Bakım Masrafı | 62 | |
Gemi Sağlığı | 501 | |
Gemi Hızı | 6 | |
Yakın Muh. Saldırısı | 13 | |
Silah Hasarı | 25 | |
Yakın Muh. Savunması | 49 | |
Zırh | 45 | |
Sağlık | 45 |
Kabiliyetler
Güçler & Zayıflıklar
- Çok zayıf omurga gücü
- Çok hafif mürettebat
- Yüksek hız
- Zayıf tokmaklama
- İyi bindirme
- Ortalama savunma birimi
- Düşük hasar ancak ortalama zırh delimi
- Zayıf saldırı
- Düşük moral
Tanım
Su düzeyi mahmuzları, bir tekneye ilk defa MÖ 850 dolaylarında takılmıştı. Savaş gemileri ve donanma taktikleri biçim değiştirmişti. Gemiler artık su üzerinde piyade savaşları için bir zemin değillerdi; geminin kendisi bir silaha dönüştü. Yeni gerçeklik çöktükçe gemiler değişti. Hızlı tokmaklama bir düşmanı delecek ve batıracaktı, bu nedenle daha ince, hızlı ve kullanışlı gemiler gerekiyordu. Daha fazla hıza olan talep, açıkça daha fazla küreğe ihtiyaç duyuyordu, tek dizi kürekli hızlı gemilerin uzun zaman sonra pratikten yoksun ve aptalca oldukları anlaşıldı. O zaman çözüm, ilkinin üzerine ikinci bir kürek seti yerleştirmekti, lakin kürekçilerin oturma sıralarına olanak sağlamak için iyice denkleştirilmiş bir halde. "İki kürek setli" anlamına gelen Latince bir kelime olan biremelerin, ya da Yunanca karşılığı dierelerin, daha önceki tasarımlardan, iki katı kürekçiye sahip olmaktan başka farkları yoktu. Hareket kabiliyetleri yüksek ve hızlılardı ve de savaşan bir takım taşıyabilirlerdi. Bazı uluslar, bireme mürettebatlarına ayrıca ateş çömlekleri verdiler, bu kil çömlekler yağ ve ziftle doldurulur ve tamamiyle mantıklı bir umutla, düşman gemilerini ateşe vermek için fırlatılırlardı.
Uygar dünya boyunca toplamalar, birçok ordunun belkemiğini oluşturuyordu. Tebaa ya da yurttaşlar arasından hizmete çağrılan toplamalar, en azından Yunanistan'da başlayan çok uzun bir geleneği takiben, şehir devletleri arasındaki hoplit savaşlarından geliyorlardı. Mızraklarla teçhizatlandırılmış bu toplama falankslar, diğer piyadelere ve süvarilere karşı sağlam bir mızrak duvarı teşkil edebilirlerdi. Toplamalar, profesyonel askerler ve paralı askerlere kıyasla yetenek ve disiplindeki noksanlıklarını, sayılarıyla ve kendilerine sağlanan silahların üstünlüğüyle kapatırlardı. Bu birliklerin, özellikle de Yunan şehir devletlerinin yurttaş toplamalarının ilk başlarda kendi silah ve teçhizatlarını sağlamaları beklenirdi. Zamanın geçmesiyle, yurttaş ordusu, silahların karşılandığı daha resmi bir vücuda bürünerek gelişti. Ne var ki, genel olarak, bir generale ya da krala duyulan kişisel sadakat, yerini, bir tür kentsel vazife duygusuna bıraktı, her ne kadar bu "kentsel vazife", en düşük seviyedeki adamların, gönülsüzce, evlerinden, yuvalarından ve geçimlerinden koparılıp savaşa sokulmaları demek olsa da.
Bulunduğu Uluslar |
---|