Baskıncı Heimolialar, Paralı Arap Mızrakçıları
Yetiştirme Maliyeti | 320 | |
Bakım Masrafı | 240 | |
Gemi Sağlığı | 467 | |
Gemi Hızı | 6 | |
Yakın Muh. Saldırısı | 13 | |
Silah Hasarı | 25 | |
Yakın Muh. Savunması | 49 | |
Zırh | 45 | |
Sağlık | 45 |
Kabiliyetler
Güçler & Zayıflıklar
- Çok zayıf omurga gücü
- Hafif mürettebat
- Çok yüksek hız
- Zayıf tokmaklama
- Çok zayıf bindirme
- Düşük menzilli çarpışma
- Ortalama savunma birimi
- Düşük hasar ancak ortalama zırh delimi
- Zayıf saldırı
- Düşük moral
Tanım
Bir buçuk ya da "Hemiolia", Antik dünyada korsanlar tarafından çokça kullanılan hafif bir gemiydi. Uzunluğu boyunca iki tam güverte kürek dizili bir gemi olan biremeden geliştirilmişti. Hemiola, kabaca küreklerin ve kürekçilerin yarısını geminin orta bölümüde bırakarak, üst seviyedeki kürek sayısını düşürdü. Daha az sayıda kürekçinin toplam hız üzerinde çok az etkisi olurdu, çünkü aynı zamanda teknenin yüklü ağırlığı da düşüyordu. Hem kürekler hem de yelkenler kullandığından ve mürettebat, itici güç yöntemini sürekli olarak değiştirebileceğinden, şişman ve zengin tüccar teknelerini kovalamak için çok uygun bir tekneydi. Bindirme saldırıları hemiolaların işiydi; tokmaklama faydalı bir taktik değildi, çünkü ganimet, korsanları zengin etmektense, balıkların işine gelirdi! Hemiolaların hızı ve kullanışlılıkları, onların faydalı gözcüler, erzak tekneleri ve savaşların kenarlarında hasar görmüş düşmanları ortadan kaldırmak için kullanılan tekneler olmalarına yol açtı.
Arap Yarımadası bir devlet değildi ancak birbiriyle ilişkili kabilelerin ve güçlü ailelerin rağbet gösterdikleri bir yerdi. Göçebe Bedeviler koyun yetiştirip çölde eşya ticareti yaparlarken çiftçiler de vahaların etrafına yerleşmişlerdi. Develer, göçebe kabilelerin güç kazanmasına yardımcı oldular ve çeşitli kabileler çok farklı savaş teknikleri geliştirdiler ancak piyadeler Arap ordusundaki önemlerini korudu. Zırh giymeyen sapancılar hızlı ve etkili askerlerdi ve Araplar ayrıca yakın muharebelerdeki hünerleriyle de övünürlerdi. Geleneksel olarak bir yerleri fethetmeyi değil de yağmalamayı amaçlayan baskıncılar olarak savaşırlardı. Baskınlar ya da “razzialar” savaşçılara onur kazandırmanın yanında kabileler için çiftlik hayvanı ve mal sağlardı. Mücadeleler genellikle küçük ölçekli olurlardı ve üstünlük karşısında mücadele etmiş şekilde geri çekilmek utanç verici bir davranış sayılmadığı için fazla zayiat verilmezdi. Mısır’ın fethinden sonra Roma’nın, Hindistan ile olan karlı ticaretini sürdürmek için Arap Yarımadası’nı geçmesi gerekti ancak Romalılar çölü ve çöl halkını asla tam olarak ele geçiremedi.