Saldırı Tetrereleri, Paralı Daçya Mızrakçıları
Yetiştirme Maliyeti | 570 | |
Bakım Masrafı | 420 | |
Gemi Sağlığı | 825 | |
Gemi Hızı | 5 | |
Yakın Muh. Saldırısı | 11 | |
Silah Hasarı | 22 | |
Yakın Muh. Savunması | 54 | |
Zırh | 45 | |
Sağlık | 50 |
Kabiliyetler
Güçler & Zayıflıklar
- Ortalama omurga gücü
- Orta mürettebat
- Ortalama hız
- Ortalama tokmaklama
- Ortalama bindirme
- Ortalama savunma birimi
- Düşük hasar ancak ortalama zırh delimi
- Zayıf saldırı
- Düşük moral
Tanım
Antik büyük savaş gemilerinin nasıl çalıştığına dair ortada epey tartışma vardır; prensipleri anlaşılmıştır fakat ayrıntıları pek net değildir. Bir Roma "quadreme"si ya da Yunan "tetreres"i, eğer isim tam olarak çevrilirse, dört sıra kürek takımına sahipmiş gibi görünür. Ne var ki, her kısma bir kürekçi düşecek şekilde dört kürek setinin, mükemmelce eğitilmiş bir tayfayla bile birbirlerine dolaştırılmadan nasıl kullanılabileceği ya da en tepedeki setin kürekçilerinin, çok dik bir açıyla yerleştirilmiş olan son derece uzun küreklerle nasıl başa çıkıp da, bir güç oluşturabildikleri çok belirsizdir. İhtimaller şunlar ki; "kürek" terimi, "kürekçi" terimiyle eş anlamlı kullanılmaya başlanmış ve en aşağıdaki oturma dizisinde kürek başına bir adamdan fazlası bulunmuş olabilir. Diğer ihtimalse, kısım başına iki adamlı çift kürek dizisine dönülmüş olabilir. İki dizi kürek seti, aynı zamanda her gemi için daha ucuz bir inşa işi oluşturacaktır. Her iki durumda da, sonuç, daha hafif olan kadırgayla hızda rekabet edebilecek olduğu halde, daha geniş bir savaşan takım ya da ağır silah parçaları için daha fazla güverte alanına sahip bir gemiydi.
Daçyalıların kesin kökenleri bilinmemektedir. Daçya toprakları, Karpat Dağları çevresinde merkezlenmiştir, lakin Trakyalı komşularının aksine, onlar başkalarının çatışmalarına çok ender karışmışlardır.
Daçyalılar neredeyse tamamen yaya olarak savaşırlardı ve süvari ihtiyacı ciddileştiğinde, genellikle Sarmatyalı müttefiklerinden medet umarlardı. Pek çok Daçya piyadesi, ciritler, kısa kılıçlar ve oval kalkanlarla teçhizatlandırılmış biçimde peltast olarak savaşırdı, lakin aynı zamanda sahaya okçular da sürdüler. Ne var ki, Daçyalılardan en çok falks dedikleri, ölümcül, uzuv koparan bir yetenekle kullandıkları silah yüzünden korkulurdu. İleri doğru eğimli bıçağıyla iki elle kullanılan bir kılıç olan falks, bir adamı başından göğüs kemiğine kadar ikiye ayırabilirdi. Bu silah o kadar etkiliydi ki, Romalılar lejyoner zırhlarını onunla baş edebilmek için geliştirdiler. Sonraki lejyoner miğferlerindeki kaş siperi, bir falkstan gelen darbeyi durdurmak için oradaydı.
Roma'nın, MS 101-102 ve 105-106 yıllarında Daçya Savaşları'ndaki nihai zaferi, en sonunda savaş sever Daçya kabileleriyle hesapları sonsuza dek kapanmış olanTrajan Kolonu tarafından kutlanmıştı.