Orta Menzilli Baskıncılar, Trakyalı Sapancılar
Yetiştirme Maliyeti | 560 | |
Bakım Masrafı | 112 | |
Menzilli Hasarı | 20 | |
Menzil | 150 | |
Dakikadaki Atış Sayısı | 7 | |
Gemi Sağlığı | 1,067 | |
Gemi Hızı | 3 | |
Yakın Muh. Saldırısı | 12 | |
Silah Hasarı | 24 | |
Yakın Muh. Savunması | 37 | |
Zırh | 15 | |
Sağlık | 45 |
Kabiliyetler
Güçler & Zayıflıklar
- İyi omurga gücü
- Orta mürettebat
- Yüksek hız
- Zayıf tokmaklama
- Kötü bindirme
- İyi menzilli çarpışma
- Çok kısa menzil
- Ortalama atış hızı
- Düşük hasar ancak ortalama zırh delimi
- Yakın muharebede çok zayıf
- Çok düşük moral
Tanım
Kuzey Avrupa kabilelerinin çoğu donanma güçleri değillerdi, lakin orada bulunabilecek vasıflı denizciler vardı. Gemi inşaatı teknikleri de iyi anlaşılmıştı, bir çok tekne kara içi ve sahil kullanımı için deriyle kaplı küçük kayıklarken, daha büyük denizde giden tekneler de yapılmıştı. Gemi inşaatçıları, omurgalar için, birbirine ilmiklerle geçirilmiş ve sonra Atlantik koşullarıyla başa çıkabilecek gürbüz bir gemi ortaya çıkarmak için ahşap bir iskelete bağlanmış ağır kalaslar kullandılar. Jül Sezar, kendi filosu, günümüz Britanya'sının Venetileri ile çarpıştığında, düşman gemilerinin kalitesinden şaşkına düşmüştü. Veneti teknelerinin düz etekleri vardı, böylece sığlıklarla başa çıkabilirlerdi, ancak, haşin denizlerle baş etmek için ağır meşe yapılanmalar da vardı. Bir tokmaklama saldırısını omuzlayıp sıyrılabilmeye muktedir olarak, Roma gemileri için zorlu bir muhalefet oluşturuyorlardı. Sezar, düşman gemilerinin şöyle yapıldığından bahseder: "...bir ayak genişliğinde kalaslar, bir adamın baş parmağı kalınlığındaki demir millerle bağlanmış; çapalar, tel kablolar yerine demir zincirlerle sıkıca sağlama alınmıştı." Romalılar bindirmeye zorlandıklarında, denizde göğüs göğüse mücadeleye alışkın olan korkunç savaşçılarla yüzleşmişlerdi.
Sapancılar antik ordularda yaygındılar. Sapanlar, tarihleri, Paleolitik zamanlara dayanan antik silahlardır. Yaylara kıyasla, sapanların yapımı daha kolay ve de etkin menzilleri çok daha büyüktü.
Hasırotundan, kenevirden ya da örgülü lepiskadan yapılan bir sapanda saçmanın yerleştirilebilmesi için bir beşik vardı. Bir uçta bir parmak ilmiği varken, diğerinde sağlam bir el tutuşu sağlayan bir düğüm ya da şerit vardı. Sapancı, orta parmağını ilmikten geçirir ve düğümlü ucu işaret ve baş parmağıyla tutar. Sapandaki Saçma fırlatıldıktan sonra sapan, bir bilek fiskesiyle tekrar yakalanırdı. Atışta ve yeniden doldurmada hızlı olan sapan, ona maruz kalanların tarafında oldukça nefret edilirdi.
Saçmalar, nehirlerden toplanan taşlardan, şekillendirilmiş kil yumrularına ya da kurşuna kadar çeşitlilik gösterirdi; kurşun atışı, 400 metreden fazla uçabilirdi.Böylesine mermiler bazen, "Yakala!" ya da "Al sana!" gibi yorumlarla yazılı olurlardı. Tüm saçmaların uçuşta görülmeleri zordu ve bir okun delip geçici gücünden noksan olmalarına karşın, rahatça kemik kırabilir ya da kısa menzilde, zırha saplanabilirlerdi. Meşhur olarak, Romalı Konsül Paullus, facia olan Cannae Savaşı'nın başlarında, bir sapancı tarafından öldürüldü.