Antik Yunanlar büyük düşünürdü. Mimarileri büyük ve görkemliydi. Ayrıca kayalıklı ve yoğun ormanların hakim olduğu arazisi, tutku dolu tasarımlarının gerçeğe dönüşebilmesi için yenilikçi mühendislik çözümlerine davetiye çıkarıyordu. Atina’daki Parteon’u, Epidauros’taki tiyatroyu ve ve tanrılara adanmış birçok tapınağı Yunan mimarisi ve mühendisliğinin güzide örnekleri olarak gösterebiliriz. Böylesi projeler, ülkenin geniş mermer kaynakları üzerinde uygulanan büyük ölçekli taş çıkarma işlemlerini, hassas kesim işlemlerini, bir vinç geliştirilmesini gerektiriyordu. Ayrıca yer drenajı ve stabilizasyonu da esastı. Tüm bunlar, karmaşık matematik formülleri gerektirmekteydi. Antik Yunan teknolojisi, az sayıda seçkin insanın yönettiği çok sayıda fakir, yeteneksiz ve eğitimsiz insandan oluşan toplum yapısı sebebiyle daha fazla gelişim gösteremedi.
